21 Nisan 2014 Pazartesi

Patron Sorunsalı - Pinti Kral

Benim gibi yıllarca kendi işinizi yapıp sonra el kapısında çalışmaya başlayınca yeni işinizdeki bütün olumsuzluklar gözünüze dev bir denizanası gibi görünebilir :) 

Allah'a ne kötülük ettim kimin hakkına girdim bilmiyorum ama çok sevdiğim bir işim nefret ettiğim iş arkadaşlarım var. Aslında bu cümle pek çoğunuzun duymaya alışık olduğu bir cümle olsa gerek ama benim iş yerimde her kesin elinde bir kurşun kalem ve eski moda bir kalem açacağı. Kalemin ucunu sivrilten diğerinin gözüne sokmak için fırsat kolluyor. 

Bir patronum var devletlerden milletlerden ırak :) Her halde bir iki yıl daha burada çalışırsam ya açlıktan öleceğim ya da kendimi öldüreceğim o derece. 

Bir kere yalancı. İşe alırken söylediği sözlerin pembe hayaller olduğunu sadece bu sözler yerine getirilmediğinde değil, iş sözleşmesi öncesi firmaları ağına düşürüp sonra nanik yaparcasına "hadi canım bu şekilde iş mi olur, ben onu lafın gelişi söyledim" şeklindeki sözleriyle anlamış bulundum. Karşısındakini geri zekalı yerine koymaya çalışan köylü kurnazı bir amcacık. 

18 Nisan 2014 Cuma

DNKY Be Delicious Fresh Blossom EDP

Bazı parfümler vardır, şişeyi başınızdan aşağı boca edersiniz kokusu yine de yarım saat sonra yok olur, bazı parfümler vardır minik bir fıs sıkarsınız günlerce kokusu üzerinizden eksik olmaz. DNKY Be Delicious Fresh Blossom işte kokusu günlerce üzerinizden eksik olmayan parfümlerden. 


Revenge


Revenge, son zamanlarda heyecandan avuçlarımın içi terleyerek izlediğim nadir dizilerden her izlediğimde, her bölüm sonunda yok artık diyorum. Yerli versiyonu ile orijinal versiyonu arasında dağlar kadar fark olacağını bildiğim için hiç izlemedim bile. Malum yılların Desperate Housewives'ını mahvettikleri için bu diziyi nasıl bir şekle sokmuşlardır kim bilir?

17 Nisan 2014 Perşembe

Mutlaka İzlenmesi Gereken Bir Film : Chce Sie Zyc

Bazen hayatta her şey bizim lehimize gelişiyor gibi hissederiz ve kendi kendimize "elimi neye atsam kuruyor" deriz kimi zaman. Kimi zaman şanssızlık, kimi zaman kısmetsizlik, kimi zaman da çaresizlik gibi tanımlar kullanırız hayatımızdan ya da kendimizden bahsederken.

Annemiz, yakın bir arkadaşımız veya yakın bir akrabamız bizi teselli etmek için "insanların ne çok derdi var, bu günümüze de şükür, bizden kötü durumda olan nice insan var, isyan etme" der. Bu cümleler bir anlam ifade etmez o an, çünkü öyle kendimize "acımaya" odaklanmışızdır ki, bizden daha kötü durumda olup da yaşam mücadelesi verebilecek başka bir kimse olabileceği gerçeğini gözümüzle görmeden kabul etmeyiz. 

Okumayan Kaldıysa: Küçük Prens

Herkesin dilinde olan bu kitabı küçükken iyi ki okumamışım dedim okurken. Hakikaten küçükler için değil büyükler için bir masal kitabı olarak adlandırılabilecek bir kitap.

Önce kitaptan bahsedeyim sonra yorumlara geçeceğim. Antoine De Saint-Exupery'nin vikipediye göre 1943 elimdeki kitaba göre 1946 da yayımlanan hikaye kitabı "Küçük Prens" 95 sayfa. Türkçeye çeviren; Sumru Ağıryürüyen. Kitabın basım hakkı 1987 yılından bu yana Mavibulut Yayıncılık'a aitmiş.    

Kitap içerisindeki görseller, yazarın kendi sulu boya çizimleri olup, 28.basım incecik kitabıma 17 TL. verdim :) 

Bence kitap fiyatları yüksek. E-kitap artık çok daha mantıklı geliyor fiyat kıyaslaması yapınca.

16 Nisan 2014 Çarşamba

Mezuniyet Sorunsalı

Lisedeyken, üniversite mucizevi bir yer gibi gelir kimilerine...Kimi evden kurtulmak için bir sığınak, kimi özgürlüğün dibine vurmak, kimi de alemlere akmak, kimisi büyük adam olmak umuduyla gider üniversiteye. Bir kısım insanlar da "benim çocuğum burayı kazandı, senin ki ne yaptı???" diyen komşu, eş, dost ve akrabaya hırslanıp bir şekilde düşer yollara:)

Üniversite nerede olursa olsun bambaşka bir dünyadır ve en kısıtlı imkanlara rağmen özgürlüktür hakikaten. Öğrencilik, pazarlık yapmayı, kimilerine otlakçılığı, kimilerine otlakçılardan korunmayı, kimilerine kazık atmayı, kimilerine her türlü dalavereye karşı direnci öğretir akademik eğitimin yanında.

Mezun olmadan hemen önce, bu ortamın bitmesinin yarattığı hüzün, para kazanacak olmanın getirdiği mutlulukla nötrlenir ve sudan çıkmış balık edası ile hoş bulduk hayat moduna geçiş başlar.

Flormar Cilt Bakım Ürünleri

Ben biraz kozmetik sektörünü geriden takip edenlerdenim galiba. Marka yeni ürün çıkartır ben hala elimdeki ürünü bitirmemiş olurum, ya da o ürünün piyasadan çekilme nedeni ne olursa olsun son kalanları toplamaya çalışırım :) 

Flormar önceleri sadece uygun fiyatlı ojeleri ile çağrışım yapsa da zihinlerde, artık pek çok kozmetik ürününde adından söz ettirmeyi başardı. Bu ürün kollarından bir tanesi de cilt bakım ürünleri hiç şüphesiz. 

Markanın internet sitesinde satış fiyatı 8,25 TL. olan ve severek kullandığım 3 cilt bakım/temizleme ürününden bahsedeceğim sizlere.



İlk olarak muhteşem kokusuyla sabah akşam değil günün her saati yüzünüzü yıkamaya teşvik eden papatya özü ve E vitamini içeren Clean Care Facial Cleansing Gel Chamomile'den söz etmek istiyorum. Tüm cilt tiplerine uygun bu ürünü neredeyse yercesine kullandığımı itiraf ediyorum :) Bu seri içerisinde en sık kullandığım ve en beğendiğim ürün olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Cildi temizlediğini yıkama sonrası cildinizdeki ışıldama ile hemen fark ediyorsunuz. Kuru cilt tipine sahipseniz her yıkama jeli sonrası olduğu gibi bu ürünü kullandıktan sonra da nemlendirici kullanmanız gerekiyor. 150 ml. oluşu uzun süreli kullanım için bir avantaj teşkil etmekte.   




15 Nisan 2014 Salı

Henüz İzlemeyen Kaldıysa : Koş Milkha Koş /Bhaag Milkha Bhaag


Biyografi, drama ve tarih kategorilerinde yer bulan bir Hint filminden bahsetmek istedim sizlere. Filmi izlememin en büyük nedeni IMDB puanının 8,4 olmasıydı. Şimdi yazıyı yazarken yeniden baktım, 8,5'e yükselmiş.

Öncelikle bu filmi izlemeyenler için verilebilecek en önemli hatırlatma ile başlayalım; film 189 dk. sürüyor. Yani benim gibi gece uykunuz kaçıp da saat 01.00 da izlemeye kalkarsanız, 04.20 de kalkarsınız bilgisayar başından :)

Hiç İzlemeyenler İçin: The Big Bang Theory - TBBT

Tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi komedi dizilerinden biri olan ve hala yeni bölümleri yayınlanmaya devam eden The Big Bang Theory, CBS tarafından 2007 yılında yayınlanmaya başlamıştır.

Hiç reklam almadan yayınlanan ve 18-22 dakika arasında değişen gösterim süresiyle, her bölümde tadı damakta bırakan bu dizinin orjinal dili İngilizce olup, gösterime girdiği ülke ABD'dir. Dizinin IMDB puanı ise 8,7.  

Hiç izlemeyenler için dizi hakkında bilgi vermek gerekirse; asansörü hiç tamir edilmeyen bir apartmanda oturan iki dahi ev arkadaşı gencin, (Sheldon ve Leonard) karşı dairelerine taşınan güzel ama bir o kadar da aptal sarışın olarak karşımıza çıkan Penny'nin gelişiyle sosyalleşen hayatlarını anlatmakta. 

Dizi; Sheldon, Leonard, Rajesh, Howard olmak üzere 4 üstün zekalı ama bir o kadar da asosyal bilim adamının aşk, ilişkiler, arkadaşlık, boş zamanlarda uydurulan oyunlar, kişiye özgü takıntılar, aile ve arkadaşlık ilişkilerini konu almakta. 

Sonraki sezonlarda, Penny, Amy Bernadette, dizinin kadın oyuncuları olarak vazgeçilmez bir konumda kendilerini sevdirmeyi başarıyorlar. 

Dizinin en güldüren diyaloglarına örnek vermek gerekirse; Howard ve annesi arasındaki konuşmalar, Sheldon ve Leonard'ın ev arkadaşlığı sözleşmesi, Rajesh'in alkol almadan kadınlarla konuşamaması diyebiliriz.

En sevdiğim bölümleri yazmak için ilk sezondan itibaren yeniden izlemeye başlayıp her bölümde çılgınca kahkahalar atınca anladım ki her bölüm en sevdiğim bölüm :) 

Henüz dizi ile tanışmayan varsa çok şey kaçırmış demektir. 

Sheldon Cooper karakteri ile karşımıza çıkan Jim Parsons muhteşem oyunculuk performansıyla hepinizin kalbinde taht kuracaktır eminim.

Chuck Lorre yönetmenliğinde, ekrana taşınan dizi resmi olarak; 29 ülkede yayınlanmakta. 

Dizinin resmi internet sitesine ulaşmak için burayı tıklayabilirsiniz.

Oyuncu listesine bakacak olursak;

Jim Parsons (Sheldon) 
Johnny Galecki (Leonard)
Kaley Cuoco (Penny)
Simon Helberg (Howard)
Kunal Nayyar (Rajesh)
Melissa Rauch (Bernadette)
Mayim Bialik (Amy) 
Kevin Sussman (Stuart)

Bu diziyi ciddi ciddi bilim insanı bir arkadaşımdan duyup izlemeye başlamıştım. İlk başta bu kadar resmi bir adam acaba nasıl bir mizah anlayışına sahiptir ön yargısı ile izlemeye başlayıp, sonrasında kendisine minnettar kalmıştım :) 

Bol ödüllü bol güldüren dizinin hafızalara yer eden kelimesi "BAZİNGA" ile bu yazıyı sonlandırıyorum :)