16 Nisan 2014 Çarşamba

Mezuniyet Sorunsalı

Lisedeyken, üniversite mucizevi bir yer gibi gelir kimilerine...Kimi evden kurtulmak için bir sığınak, kimi özgürlüğün dibine vurmak, kimi de alemlere akmak, kimisi büyük adam olmak umuduyla gider üniversiteye. Bir kısım insanlar da "benim çocuğum burayı kazandı, senin ki ne yaptı???" diyen komşu, eş, dost ve akrabaya hırslanıp bir şekilde düşer yollara:)

Üniversite nerede olursa olsun bambaşka bir dünyadır ve en kısıtlı imkanlara rağmen özgürlüktür hakikaten. Öğrencilik, pazarlık yapmayı, kimilerine otlakçılığı, kimilerine otlakçılardan korunmayı, kimilerine kazık atmayı, kimilerine her türlü dalavereye karşı direnci öğretir akademik eğitimin yanında.

Mezun olmadan hemen önce, bu ortamın bitmesinin yarattığı hüzün, para kazanacak olmanın getirdiği mutlulukla nötrlenir ve sudan çıkmış balık edası ile hoş bulduk hayat moduna geçiş başlar.


İş ilanlarına bakıp, insanlarla dalga geçen firmalara telefon açıp, okkalı bir küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum çoğu zaman. Ve soruyorum Türkiye'nin hangi üniversitesinde teknik eğitimin yanında ana diliniz gibi konuşacağınız 3 diliniz olur. Ve nasıl olur da yabancı dil eğitiminin yanında 4-5 bilgisayar programını çok iyi derecede öğretir ve nasıl olur da üstüne 5 yıl deneyim sahibi olur bu insanlar daha iş hayatına başlamadan? Verdikleri maaş da asgari ücretin 2 katı. Bu mudur? Bir tercümanlık bölümü mezunu olup işsiz kalan genci istihdam ettirmek, bunun yanına teknik okul mezunu birini işe almak ve hak ettikleri maaşı vermek zor mudur?

Kendi işinin patronu olma lüksünü Allah emek sarf eden herkese nasip etsin demekten kendimi alamıyorum. Ve sadece cebinde parası olduğu için, iki kelimeyi bir araya getiremediği halde insanlara tepeden bakan görgüsüzlere sormak istiyorum, bu neyin kompleksidir. Para cehaletinizi örtebilir mi?

Ben artık işsizlikten dolayı intihar eden öğretmenleri izlemek istemiyorum haberlerde, üniversite mezunlarının pazarcılık yapmasını istemiyorum. Büyük umutlarla, kıt kanaat okuyarak mezun olan gençlerle dalga geçen bir zihniyet istemiyorum.

"Senin oğlun/kızın ne yapıyor, üniversite bitirdi de ne oldu bak oturuyor evde" şeklindeki mahalle baskısının yarattığı psikolojik etkinin, sadece cahil zihniyetlerin kompleksini kusma biçimi olarak algılıyorum. Ve bu gençleri insanları bu duruma düşüren kim varsa "beter olsun" demekten kendimi alamıyorum.    

"Önemli olan okul okumak değil, kendini geliştirmek" sözünün torpilin giremediği kapıları açtığına inancım sonsuz. Fakat o kapıları bulmak biraz problem.

Çok dert yandım farkındayım. Çok sıkıntı çeken arkadaşlarım, çok haksızlık yaşayan tanıdıklarım var. Ve ben çok hak yiyen bir zihniyetin izleyicisiyim ne yapayım...

(Bu arada bunu bir tek ben söylemiyorum...Google da "işsiz üniversite mezunları" şeklinde arama yapına rakamlarla görebileceğiniz bir gerçek bu. )

6 yorum:

  1. çok dert yanmadın bence,benim yıllaaaardır çektiğim sıkıntıları anlattın,eminim ki birçoğumuz yaşamışızdır
    hele şu "senin oğlun/kızın ne yapıyor..." meselesivar yaa,oooy oyyyy ne çektim o konuda oyyy
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kızım üniversite okumadı ama girdi fabrikaya şu kadar maaş alıyor bak seninkine yıllarca sırtında çanta gitti geldi okula madalya mı taktılar diyen komşu teyzelere selam olsun :)

      Ve hoş geldiniz ilk takipçiler unutulmaz :) Ben de takip edeyim dedim ama profilden blog bağlantısı çıkmadı.

      Sil
  2. evet eveeett,o teyzelere selam olsun :)
    teşekkür ederim,takipçim olmuşsunuz...
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) deneme yanılma yoluyla buldum blogunuzu :) ben teşekkür ederim sevgilerimle..

      Sil
  3. bizim ülke böyle yaaaa. işsiz çok ki. herkes evde oturuyo yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evde oturmayıp çalışanlar da pek halinden memnun değil aslında. Büyük resim küçük resim fark etmiyor insanlar mutsuz, her ne kadar önemli bir faktör değil dense de hayat için para olmadan da olmuyor ne yazık ki.

      Sil